Eğitim Teknolojileri

CoViD – 19 ve E-öğrenme Süreci

Covid-19 ile birlikte e-öğrenme sistemlerine hızlı bir geçiş ile karşı karşıyayız. Bunun etkilerini sizlerle tartışmak istiyoruz.

#covid-19 ve e-öğrenme süreci üzerine,

            Türkiye özelinde, hayatımıza çok geç fakat maalesef ki bir o kadar hızlı giriş yapan Korona virüsü (COVID-19) beraberinde getirdiği bireysel karantina ve sosyal uzaklaşma dönemiyle uzaktan eğitim tartışma konularımız arasına girdi. Son durumda; üniversitelere verilen 3 haftalık tatil, uygulama farklılıklarıyla birlikte, yapabilen okullar uzaktan eğitime Yüksek Öğrenim Kurumları (YÖK) kararıyla dönüşürken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çalışmaları doğrultusunda ilk ve ortaokullar haftaya başlamak üzere uzaktan eğitime geçiyor.

            Bu durum dünyada halihazırda olan trendle beraber eğitim öğretimin normal düzende de e-öğrenme şeklinde devam ettirilip ettirilemeyeceği sorusunu doğuruyor. Bu yazıda özellikle bu karantina dönemi ve e-öğrenme denemesinde yaşanabilecek sıkıntılar, bunları yaşamamak için yapılabilecekler ve uzun vadede uzaktan öğretimin avantajlarını tartışıyor olacağız.

            Soğukkanlı ve İstekli Davranmayı Sürdürebilmek

            Şu anki denememiz, ülkemizin çok partili hayatı ilk deneyişini andırır nitelikte. Çok tecrübemiz olmayan bir konuya, artan bir yangın gibi devam eden halk sağlığı sorunlarının arasında, pek çok çarpışan fikir arasında giriyoruz. Bu noktada fark etmemiz gereken şey şudur ki: bu ahvalde hiçbir yöntem ve uygulamadan yüzde yüz verim beklememek gerekir. Yaşayacağımız en büyük dezavantaj çok kısa bir hazırlık süreci geçirmiş olan uzaktan eğitim süreci, başlangıçta öngörülememiş sorunlar görmemiz oldukça doğal. Bunun öğrenim yolundaki kimseyi bıktırmaması ve sahip olan motivasyonun daim kılınması naçizane görüşümde en önemli noktadır.

            Herkese Erişim ve Olanakların Farkında Olmak

            Uzaktan eğitime hızlı geçişimizle beraber yaşanacak bir diğer kritik problem, herkese aynı kalitede erişilebilirlik sağlamak. Hızlı internete ve/veya teknolojik aletlere erişim büyük şehirlerde önemli ölçüde sağlanabiliyor olsa da bu durumun sıkıntı yaşatacağı yerler maalesef ki var. Erişilebilirlik ile ilgili bir diğer nokta ise öğretmenler ve öğrencilerin sistemler hakkında yeteri kadar bilgiye muhtemelen sahip olmamaları ve bu deneme süresince “suya tam alışmışken çıkmak zorunda kalacakları”. Kullanılacak yazılımlar, metotlar ve genel sistem normal sınıf ortamının sağlayamadığı pek çok yeni özelliği olası kılabilecekken potansiyelini tam olarak kullanamadığımız sistemler hoşnutsuzluk ve hayal kırıklığı yaratabilir.

            e-öğrenmeye geçiş sağlayacak tüm yetkililer bu konuda akademi ve özel sektörde çalışmış insanlarla görüş alışverişinde bulunup teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıp, hem mümkün olduğunca çok kişiye erişebilecek ekonomiklikte hem de dijital ortamın getirilerini kapsamaya çalışan çözümler ortaya koyabilir.

Özel Durumlar 

            Pek çok yazıda değinilmese de ve maalesef yanlış anlaşılmalara çok açık bir konu olsa da eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin önemli bir kısmını oluşturduğunu düşündüğüm bazı özel durumların ortaya çıkabileceği gerçeği unutulmamalı. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Otizm, Anksiyete ve benzeri durumları olan öğrencilerin bu değişikliklerden olumsuz yönde etkilenmemesi göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca yine öngörülemeyen durumlardan dolayı oluşabilecek bölgesel sıkıntılarda da öğrencilerin olası en yüksek faydayı alabilmesi hedeflenmeli. Bunun için sürekli kullanılabilecek, cevap veren ve duyarlı geri dönüt mekanizmaları oluşturulmalı. 

            Dikkatli Olunursa Güzel İşler Çıkar

            Özellikle daha akademik bir düzlemde ilerleyen üniversite seviyesinde uzaktan eğitime dikkatli bir geçiş bir bilgi kütüphanesinin oluşturulmasında ilk önemli adımı teşkil edebilir. Yılların birikiminin sadece kitaplarda değil, sınıflarda o kitapları yazmış insanlardan da geçtiği bilmek ve onların eskiden kaydedilemeyen değerli yorumlarıyla beraber nesillere aktarılması kaçırılmaması gereken bir fırsat.

            Öğrenciler açısından da yolda trafikte geçen zaman yerine hızlı ve evlerinden rahat ulaşımla beraber hem çalışma, hobi ve dinlenme zamanının artmasıyla beraber teknolojiye hâkim nesillerin yaratıcı çözümleriyle öğrenim süreçleri bir ileri noktaya taşıma şansı uzun vadede uzaktan öğrenimi gittikçe heyecanlı kılıyor.

            Olası Çözümler

            Erişilebilirlik üzerine tartışılanların çözülmesi için bahsedildiği üzere internet hızından mümkün olduğunca az etkilenen ve etkinliğini kaybetmeyen çözümler ve yazılımlar kullanılmalı. Mümkün olduğunca çok işletim sistemi; bilgisayar, tablet ve telefonun çalıştırabileceği uygulamalara yönelmek de kolay erişilebilecek kitleyi hatrı sayılır derecede arttıracaktır. İnternet ortamının hiç olmadığı yerde televizyon ve radyo gibi alternatifler de bu kısa deneme sürecinde denenebilir, uzun vadede ise internete ulaşım altyapılarının geliştirilmesi adına eğitim temelli yatırımlar göz önünde bulundurulabilir.

            Pek çok alanda olduğu gibi burada da Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek kalmayabilir. Halihazırda uygulanan pek çok çözüm, sağlayıcılarıyla doğru yollardan iletişime geçilerek hızlı şekilde yürürlüğe konabilir. Bu noktada Sertifier olarak biz de en kısa vakitte Türkiye’de e-öğrenme alanında çalışmalarını sürdüren diğer şirketlerle beraber her yaştan daha çok öğrencinin e-öğrenime ulaşmasını sağlamak maksatlı Akademi platformumuzu duyuruyor olacağız. Takipte kalın!

Ege Yalçınkaya

Hi there, this is Ege, I’m the GM of Sertifier Inc. where we are on a mission to make education accessible for all.

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *