Yeni Bir dönem, Yeni Sosyal Beceriler
Dünya ekonomik açıdan teknolojik gelişmelerin ışığında yeni bir döneme girmiş bulunuyor. Dillere pelesenk olmuş Dördüncü Sanayi Devrimi, bilişim teknolojilerinin hayatın her alanına yaygın bir şekilde girmesiyle seri üretimin en önemli olduğu sanayi ve endüstriyel faaliyetlerin temel olması fikri geride kalmaya başlarken yerini bu sistemlerin dijitalleşmenin öncülüğünde üç boyutlu baskı, nanaoteknoji, genetik mühendisliği, makine öğrenmesi gibi katma değerli sektörler alıyor.
Bu durum elbette beraberinde insan hayatında da köklü değişiklikler getiriyor. Yaşantının değişmesinin yanı sıra meslek ediniminde de kişilerin donanmış olması gereken yetkinlikler ve beceriler de değişmiş durumda. Bu konuların tartışmasında genellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yetkinlikler, matematiksel akıl yürütme ve çözüm odaklı düşünme gibi analitik beceriler haklı olarak en çok ilgi çeken noktalar olurken göz ardı edilen sosyal beceriler asıl farkındalığı yaratan kriterler olmakta. Bu yazının amacı bu sosyal becerilere dikkat çekmek ve kendini iş hayatına iyi hazırlamak isteyen bireylere önemli noktaları göstermektir.
Sosyal Becerilere Giriş
Belki de ilk bahsedilmesi gereken sosyal beceri grubu insanları koordine edebilme, birbirinden öğrenebilme ve öğretebilme becerileridir. Genellikle grup çalışması olarak adlandırılıp geçiştirilebilen bu özellikler insanların gittikçe daha da belli konularda uzmanlaşıp büyük projeler çıkarabilmek adına büyük ekiplerde çalıştığı durumlarda hayati rol oynamakta. İnsanların ihtiyaçlarını ve yeterliliklerini iyi analiz edip doğru insanları doğru konumlandırabilen liderler ellerindeki insanların potansiyellerinin sonuna kadar kullanabileceği ortamları oluşturdukları zaman ekipteki bireylerin birbirlerini doğru noktalarda destekleyip eksikliklerini gidererek en etkili sonuçlara ulaştığı durumlar oluşuyor.
Duygusal Zeka (EQ)’nın önemi
Bu noktada duygusal zeka (EQ) da devreye giren önemli bir faktör oluyor. İnsanların durumlarını iyi analiz edebilme şeklinde liderlik kısmında bahsedilenin yanında empati kurabilme, stresi azaltıp verimsiz çatışmaları engelleyerek etkili iletişim kanallarının sürekli açık kalmasını sağlamak da bu konseptte yer ediyor. Sanayileşmenin duyguları yok sayıp insanları imalat hatlarındaki parçalar olarak gördüğü sistemin etkisini kaybetmesi ile birlikte duygusal zekası yüksek bireylere ihtiyaç gittikçe artıyor. En temel haliyle bulunduğu ortama duygusal olarak adapte olup hızlı değişkenlik gösteren durumlara uygunluğu arttırmak olarak da tanımlanabilecek bu yetkinlik geleceğin mesleklerinde ve liderlerinde bulunması zorunlu olan bir özellik.
İkna ve Müzakerenin Rolü
Bu yazıda son değinilecek özellik ikna ve müzarekere yetenekleri. Arzın hiç olmadığı kadar yüksek olduğu bu dönemde talebi kendi üzerinde toplayabilmenin yolu yine insan ilişkileri üzerinden geçiyor. Güvendiğimiz, iyi anlaştığımız insanlarla iş yapmaya daha yatkın bir tür olduğumuz, büyük anlaşmaların güzel yemeklerle yapılmasından bilimsel çalışmalardaki göstergelere kadar her açıdan ortada. Bu noktada hem müşterileri hem de beraber çalışmak üzere en uygun çalışanları ikna edebilmek işi birkaç adım ileriye taşıyor.
Bu yetkinlikler elbette çoğaltılabilir ve daha çok örneklendirebilir. Buna rağmen en önemli yetkinliklerin ana hatlarının yer aldığı bu yazı bu konuda öğrenmek ve kendini yeni ekonomik düzene uygun yetiştirmek isteyen bireylerin araştırması için bir başlangıç niteliğinde.
Geride kalmayın, adapte olun!